YILDIZ KENTER SABİT YILDIZLAR İLE NATAL HARİTA VE ASTROBİYOGRAFİ
1959’da Devlet Tiyatrosu’ndan ayrıldı. Muhsin
Ertuğrul ile bir yıl çalıştı. Kardeşi Müşfik Kenter ve eşi Şükran Güngör ile
Kent Oyuncuları Topluluğunu kurdu. Daha sonraki yıllarda sürekli olarak Amerika
Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’ta "Değişen Eğitim Metotları"
ve "Oyunculuk Metotları" üzerine çalışmalar yaptı.
1962’de tiyatro hizmetlerinden ötürü Yılın Kadını seçildi. 1968’de İstanbul’da
Kenter Tiyatrosunun binasının inşaatını tamamladı. Sinema oyuncusu olarak üç
kez Altın Portakal ödülüne layık görüldü. Sovyetler Birliği, Amerika Birleşik
Devletleri, Birleşik Krallık, Almanya, Hollanda, Danimarka, Kanada, Yugoslavya
ve Kıbrıs’ta İngilizce ve Türkçe oyunlar sergiledi.
100’ün üstünde oyun oynadı. 100’e yakın oyun sergiledi.
Shakespeare, Çehov, Brecht, Inoesco, Pinter, Albee, Tennessee Williams, Alan
Ayckbourn, Arthur Miller, Brian Freil, Neil Simon, Athol Fugard, Sergey
Kokovkin gibi pek çok yazarların yanı sıra Melih Cevdet Anday, Necati Cumalı,
Güner Sümer, Adalet Ağaoğlu, Zeki Özturanlı, Güngör Dilmen, Muzaffer İzgü gibi
pek çok Türk yazarının oyunlarını da sahneye koydu, oynadı.
1984’te Roma’daki İtalyan Kültür Birliğince
Adalaide Ristoriö ödülüne layık görüldü. Profesör Yıldız Kenter, 37 yıl sahne
hocalığı yaptı.
1989 yılında, Korsika – Bastia Film Festivalinde
Hanım filmindeki rolüyle En İyi Kadın Oyunculuk ödülünü aldı.
1991 yılında tiyatro sanatına hizmetlerinden
ötürü Uluslararası Lions Kulübünün The Melvin Jones ile ödüllendirildi. İki kez
Ulvi Uraz En İyi Kadın Oyuncu, üç kez de aynı dalda Avni Dilligil ödülüne laik
görüldü.
1994’te ‘Konken Partisi’ oyunundaki Fonsla rolü ile Olağanüstü Yorum
ödülünü aldı. Finlandiya Dünya Kadın Kuruluşu tarafından yüzyılın en başarılı
yüz kadınından biri olarak onurlandırıldı. 1995’te Kültür Bakanlığınca, tiyatro
sanatına katkılarından ötürü ‘Onur’ ödülüne layık gördü. Profesör Kenter’e aynı
yıl tiyatro sanatına katkılarından dolayı ‘Mevlana Kardeşlik ve Barış
Ödülü" verildi.
1996’da Magazin Gazetecileri
Derneği tarafından Ramiz ile Jülide’deki Jülide rolü için En İyi Kadın
Oyuncu" ödülü verildi. 19 Mayıs 1997’de Uluslararası İstanbul Festivali
tarafından ömür boyu Tiyatro Sanatına katkısından dolayı verilen onur ödülü
Yıldız Kenter’e Dame Diana Rigg tarafından takdim edildi.
1998’de Ankara Sanat Kurumu Yılın Kadın
Sanatçısı ödülü, 1998 Muhsin Ertuğrul yaşam boyu tiyatro sanatına katkılarından
dolayı onur ödülü, 1998 Cumhurbaşkanlığı Büyük Kültür ve Sanat Ödülü, Martı
adlı oyunda Madam Arcadina rolüyle 1999, Afife Tiyatro Ödülleri - En İyi Kadın
Oyuncu ödülü almıştır.
Yıldız
Kenter Güneş 7.ev Terazi, Ay 6.ev Başak ve ASC Koç bir gece haritasıdır.
ASC-DSC
VE IC-MC aksları 3° ile kavuşumda hayatını her alanda sağlık, duygu ve çalışma
anlamında dengede götürmesi gerektiğini göstermektedir.
ASC
5°Koç Mars etkisi yoğun olduğundan dinamik yapısına uygun meslek seçimini, spora
merak, yüksek enerji, yüksek cesaret, biraz sinirli ve çokça hareketli yapısını
gösterirken çocuk ruhunu da anlatmaktadır. 1.ev Alpheratz Koç sabit yıldızı ise
yükselen aksından gelen bu yoğun Marsiyen enerji ile birlikte kendisine toplum
önünde zerafet, incelik, anlayış bir o kadar tanınmışlık ve çok geniş çevre
elde etme olanağı vermiştir. 1.ev Alpheratz ve (Rx) Vesta Koç kavuşumu ailesinden
kaynaklı küçük yaşlarda kendini değersiz hissettiğini, odaklanma problemini
ancak yüksek cesareti ile kendi kimliğini, özünü bulma ve gelecekte yüksek
başarı elde edeceğini göstermektedir.
ASC’nin
12.ev (Rx) Uranüs Koç kavuşumu normal çocuklardan farklı olarak çok daha içine
kapanık çocukluğunu, ilk öğretimde ağır öğrenen yapısını, komediye sahne
sanatlarına yüksek yatkınlığını gösterirken erken yaşlardan tanıdığı kişi ile kadersel
evlenme potansiyelini, insan mülkiyetini ve yapışıklığı sevmeyen, mesafeye önem
veren yapısını da göstermektedir. (Yıldız Kenter, içine kapanık, suskun bir
çocuktu. Konservatuara girene kadar da devam edecekti bu hali. Ancak pek
başarılı bir öğrencilik hayatı geçirmedi. Örneğin ortaokuldayken her dönem
bütünleme sınavlarına kalırdı. Yaşamında parlamaya konservatuardan sonra
başlayacaktı.)
1.ev,
Koç ve Boğa paylaşmaktadır. Miraç 29° Koç; çok erken yaşta evlilik
potansiyelini anlatmaktadır. (Yıldız, tiyatro sanatçısı
Nihat Akçan ile 1951’de ilk evliliğini yapmıştı. Bir sene sonra da “Leyla” adını verdikleri kızları geldi dünyaya. Ancak bu evlilik
sadece 7 yıl sürdü)
1.ev (Rx) Jüpiter
Boğa; çocukluğundan itibaren yüksek konfor arayışını ve elde etme mücadelesinin
geçmiş yaşamdan geldiğini 6.ev 0°Neptün Başak üçgeni gündelik ve iş hayatında hocalık
alanında başkalarını iyi ederek ve başkalarına şifa olarak konfor yaratma
yeteneğini gösterirken başkalarını iyi ederken kendi hastalıklarını ötelemesini
de anlatmaktadır.1.ev (Rx) Jupiter Boğa’nın 3.ev 3°Mars Yengeç sekstil açısı ise
kardeş veya yakın akrabalarından gelecek çok kuvvetli desteğin hocalık / öğretmenlik
ve iş hayatına yansıyacağını
göstermektedir.(Yıldız Kenter ve kardeşi
Müşfik Kenter, yılları içinde ülkenin en özel isimlerinden olacaktı. Yılları
birbirlerine destek olarak kovaladılar. Tiyatro, günden güne damarlarında
dolaşan kandan farksızdı. Muhsin Ertuğrul, Ankara Devlet Tiyatrosu’ndan
uzaklaştırıldığı için Kenter Kardeşler de istifa ederek İstanbul’a gelmişti.
Burada Muhsin Ertuğrul ile birlikte Muammer Karaca Tiyatrosu’nda oyunlar
sahnelemeye başladılar. “Salıncakta İki Kişi” oyunları
çok başarılı olmuştu. Ardından “Çöl Faresi” ve “Öfke” geldi.
Şükran Güngör ve Kamran Yüce ile yolları da bu dönemde kesişti. Şimdi
akıllarında kendi tiyatrolarını açmak vardı. Nasılsa bundan böyle yaşamlarında
başka bir ihtimal yoktu. Muhsin Ertuğrul ve Muammer Karaca’nın desteği ile “Site Tiyatrosu” adını
verdikleri tiyatrolarını kurdular. Sadri Alışık ve Çolpan İlhan da onlarlaydı.
1962’de “Kent Oyuncuları” adını
aldılar. Karaca ve Dormen Tiyatroları’nda oyunlarını sahneliyorlardı. Zamanla
kadrolarına Kemal Sunal, Erdal Özyağcılar, Tuncel Kurtiz, Nisa Serezli, Ali
Poyrazoğlu gibi değerli isimler de katıldı) 1.ev
(Rx) Jüpiter Boğa’nın (Rx) Şiron Boğa 1°kavuşumu ise ciddi anlamda maddi konfor
anlamında küçük yaşlar itibari ile acı çektiğini anlatırken Yıldız Kenter’in
Yıldız Kenter olmasında çok büyük bir itici güç olmuştur. (Yıldız Kenter’in
babası Ahmet Naci Bey, Lozan’da, İnönü’nün Özel Kalem Müdürü olmuştu. Gerçekten
de gelecek vaat eden bir gençti. Aldığı eğitim, azimli oluşu ve çok çalışması
ile pek çok şey başaracağa benziyordu. Fakat bu mümkün olmayacaktı. Çıkan bir
yeni kanun ile Hariciyecilerin karılarının yabancı olmaması kabul edilmişti.
İşte bu kanun, Kenter Ailesi’nin hayatındaki en önemli dönüm noktası oldu. Bu
aşk, boşuna masallara benzemiyordu. Her yönden sınanacaktı belli ki…
İsmet İnönü, mesleğinden vazgeçmemesi için
Ahmet Naci’ye, resmen boşanmalarını ve birlikte yaşamaya devam etmelerini
önermişti. Ancak Ahmet Naci Bey, gözleri önünden gelip geçen aşkı için
karşısında durdukları onca şeyi düşündüğünde bunu kendilerine yakıştıramıyordu.
Nadide, aşkı uğruna yerinden, yurdundan, adından, dininden vazgeçmişti. Bu ona
karşı ne büyük hakaret olurdu. “Mesleğimden vazgeçerim; ama karımdan vazgeçmem!” diyerek
verdi istifasını. Bundan
sonrası onlar için alışılmışın dışında zor bir hayat olacaktı. Ahmet Naci Bey,
önce bir süre gazetelerde tercümanlık yaptı. Ardından da Ankara’da, Ziraat
Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Mesleğinden bu şekilde uzakta kalmayı da
kabullenemiyordu. Fakirlik iyiden iyiye kendini göstermeye başlamıştı. Yıldız
Kenter, işte bu fakir günlerin içinde, Çamlıca’daki köşkte geldi dünyaya. Tüm
eşyaların bir bir elden çıkarıldığı zamanlardı. Öyle ki Yıldız bebeği saracak
bez bulamayınca çarşafları yırtmak durumunda kalmışlardı. Biraz zaman sonra zaten
köşk de satıldı. Sonrası hep yoksulluk. Yıldız’ın en belirgin çocukluk hatırası
daha ucuz diye bir evden diğerine taşınmalarıydı. Annesi önde şoförün yanında,
arkada da soba boruları, tel dolaplar, İstanbul’un o fakir semti senin, bu
fakir semti benim gezinip durdular.) 1.ev
Retro Konumdaki Şiron Boğa; Yıldız Kenter’in acı çektiği ama diğer yandan
kendisini geleceğe dönük mecazi anlamda kamçılayan işte bu çocukluktan gelen
aile hikayesini anlatıyor.
2.ev
Boğa ve İkizler paylaşmaktadır. KAD İkizler; özden gelen iletişim uzuvlarını
kullanarak ağız, diş, dudaklar, eller, kollar ile özellikle gençlere eğitim
vererek para kazanma yeteneğini aynı zamanda yazarlık alanında da yeteneğini
göstermektedir. Ve Yıldız Kenter’in yaşamı süresince gitmesi gereken yönü anlatmaktadır.
3.ev
İkizler 3 Silahşörler Phact, Capella ve Rigel kardeşlerinden yana yüksek şans
potansiyelini özellikle hayatının ilerlemesinde önemli role sahip Müşfik Kenter’i
ve beraber elde ettikleri ünü, yeteneği ve itibarı göstermektedir.3.ev Mars 3°Yengeç
kardeşlerine olan yoğun sevgisini onlarda aldığı manevi gücü gösterirken içsel
anne çatışmasını 12.ev (Rx) Uranüs Koç karesi küçük yaşlardan evdeki anne
rolünden gelen eğitim anlamında kısıtlayıcı ve engelleyici enerjiyi de
göstermektedir. 3.ev 3°Mars Yengeç’in 6.ev Ay Başak karesi ise annesi ile yüksek
çatışmasını, annesinden alamadığı göremediği ilgiyi sevgiyi, yardım eden ama
yardım almayı bilmeyen tarafını, kardeş ve yakınlarına aynı zamanda
öğrencilerine yüksek kontrol duygusunu anlatırken yaşamı süresince kan
hastalıklarına ve bağışıklık sistemine özellikle göğüs bölgesi ve akciğerler
dikkat etmesi gerektiğini, vücudunun yüksek mineral kaybına yatkınlığını ve
ameliyatlara karşı dikkatli olması konusunda uyarmaktadır.
4.ev
Plüto Yengeç ailede ve vatanında devrim yaratan kadın imajını ve enerjisini,
7.ev Merkür Akrep üçgeni bu imajın evliliğini yönetmede stratejik anlamda desteğini,
7.ev Venüs Akrep ise genel anlamda ve özellikle eşine olan yüksek tutkusunu, kendi
gücünü ispatladığında evliliğini de dönüştürme ve sürdürme gücünü, eşini yüksek
derecede sahiplenen yapısını ve ilişkilerde hem para hem de sevginin gücünü sevdiğini
de göstermektedir. (Şükran Güngör ile yine tiyatro
vesilesi ile tanıştıklarında Yıldız Kenter 28, Şükran Güngör 30 yaşındaydı. İlk
görüşte çarpan aşklardan değildi onlarınki. Aynı sahneyi paylaşmanın,
arkadaşlık edebilmenin lezzetini tatmışlardı. Yıldız Kenter, yıllar sonra şöyle
anlatacaktı bu aşkın huzurunu: “Düzensiz, kaypak bir yaşamdan sonra güveni, huzuru,
hoşgörüyü, anlayışı, saygıyı arayan iki insandık. Bizi bunlar yakınlaştırdı.
Aşk, sonradan geldi.”
Aşk huzurluydu; ama anneler evlenmelerine
karşıydı. Yıldız’ın annesi ilk evliliği ayrılıkla sonlandığından “Bir kere denedin, olmadı.” diyor,
Şükran ile de evliliğinin yürümeyeceğini söylüyordu. Şükran’ın annesi de
Yıldız’ın dul ve çocuklu oluşunu kabul etmiyordu. Tabii gönül ferman dinlemedi.
1964’te, “Pembe Kadın”da oynuyorlardı.
Bir günün çıkışında, Teşvikiye’deki bir dostlarının evinde gizlice evlendiler.
Sonra da ailelerinin yanlarına döndüler. Bir ev kuracak paraları yoktu. Bir
süre gizli kaldı evlilikleri; ama nihayet açıklayıp kendi evlerinde yaşamaya da
başladılar. Nadide Hanım, sütten yanan ağzından sonra yoğurdu üflüyordu; ama
kuruntusunda haksız çıkacaktı. Bu aşktan doğan evlilik, 2002’de Şükran Güngör vefat
edene dek tam 38 sene huzurunu hiç yitirmeden devam etti. Yıldız
Kenter “Ancak ben öldüğüm zaman Şükran da ölecek. Ben
ölmeden o ölemez.” demişti.
5.ev Aslan yüksek yaratıcılığını, yüksek sahne yeteneğini ve
bu anlamda yüksek enerjisini göstermektedir.5.ev aynı zamanda Yengeç
kesmektedir ve kendi çocuklarına olan anaç ve yüksek sevgi enerjisini
göstermektedir.(Yıldız Kenter’in ilk eşinden Leyla isminde
kızı vardır)
6.ev Başak sabahtan akşama kadar çalıştığını, iş hayatında
yüksek hocalık kabiliyetini, 6.ev Ay Başak gündelik hayatında devamlı sağlık düşünür
ve kontrolcü yapısını, çok iyi analiz yeteneğini, ilaç korkusunu, naturel
tedaviden yana olduğunu, devamlı yanında not defteri kalem kağıdı ile gezerek
ve her şeyi not aldığını gösterirken duygusal boşluğunu en iyi hayvanlarla
doldurduğunu, düz ve mücadele ile didinerek ilerleyen yapısını anlatmaktadır.
6.ev Ay Başak ve 9.ev Satürn Yay karesi duygusunu doğru geçiremediği için devamlı
yanlış anlaşılma korkusunu, erken yaşta büyümek zorunda kaldığını, kan bağı olan
özellikle öz annesinden alamadığı desteği, ailesinden uzaklaşmak için erken
yaşta evlenme potansiyelini, yalnız kalmayı sevdiğini, kötü beslenme tarzını,
anoreksiyaya yatkınlığını, devamlı ailesinin peşini topladığını anlamaktadır.
7.ev Terazi ve Akrep paylaşmaktadır. Evlilik hayatında uyumlu,
dengeli ve yoğun tutku dolu bir kadını göstermektedir. 7.ev Güneş Terazi ve Juno
Terazi kavuşumu evliliğinde kişilerden yana şansını ve uyumu göstermektedir.
8.ev Akrep ve Yay paylaşmaktadır. Okült Bilimler, teatral
yetenek, yüksek eğitim alanında yüksek bilgisini ve dönüştürme enerjisini
göstermektedir. 8.ev Melpomene Akrep Sabit Yıldızı drama ve tiyatro alanında
kökten gelen yeteneğini özellikle dramatik konular üzerine yazı yeteneğini de
göstermektedir.
9.ev Satürn Yay’ın 12.ev (Rx) Uranüs Koç üçgeni küçüklüğünde
eğitim sıkıntısının ileride Yıldız Kenter’i farklı alanlara dönüştürme şansını ve
7.ev Juno Terazi sekstili ise mücadele dolu yaşamında eşinden gelen yüksek
desteği göstermektedir.
10.ev Oğlak kariyer hayatında çok çalıştığını ve çalışkanlığını
anlatmaktadır.
11.ev Kova ve Oğlak kesmektedir. 11.ev Oğlak çevresinde
kişilere karşı hissetirmeden temkinli yaklaştığını gösterirken Kova sosyalleşme,
hayır işleri ve kolektif hizmet bilincinin çok yüksek olduğunu ve bu anlamda çok
çalıştığını da göstermektedir.
12.ev Balık bilinçaltında merhamet duygusunun yüksek
olduğunu aynı zamanda yüksek hırs ve inatçı yapısını da gösterirken (Rx) Ceres
Balık insanların sorunlarını dinleyerek onlara yardımcı olmaya çalıştığını
yaratıcı temaların Müzik, edebiyat, resim, mistik ilimler kendisini çok
etkilediğini ve denize yakın olma isteğini de göstermektedir.
Yıldız Kenter; 2.ev Aldeberan İkizler çalışma hayatında
güler yüzlü, onur , itibar ve bütünlüğünü gösterirken 8.ev Antares Yay eğitim
alanında sert, inatçı mizacını göstermektedir.
ASTRO-SHERA
Yorumlar
Yorum Gönder